Prof. Dr. Ünal, bağışıklamanın yalnızca çocukluk çağıyla sınırlı olmadığını, her yaş grubundaki bireylerin enfeksiyon hastalıklarına karşı korunması için aşıların hayati önem taşıdığını belirtti.

Ebeveynlerin çocuklarının aşı takvimlerini doğumdan itibaren dikkatli bir şekilde takip etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ünal, “Özellikle Menenjit gibi kalıcı nörolojik hasarlara ve hayat kaybına yol açabilen hastalıklara karşı bağışıklama, küçük yaştan itibaren çok önemlidir. Bu nedenle her ebeveyn çocuğunun aşı takvimini sıkı takip etmeli ve eksik aşılarını zamanında tamamlamaya özen göstermelidir.” dedi.

Çocukluk çağındaki aşılamanın öneminin yanı sıra bağışıklık sisteminin zamanla zayıfladığını da belirten Prof. Dr. Ünal sözlerine şu şekilde devam etti:

 “Dünya çapında nüfusun giderek yaşlandığını göz önünde bulundurduğumuzda, erişkinlerde aşılama da hem sağlıklı yaşlanan nesiller yaratmak hem de sağlık sistemi üzerindeki yükün azaltılması için bir o kadar kritik. Aşı ile önlenebilen hastalıklar özellikle 50 yaş ve üzeri bireylerde azalan bağışıklıkla birlikte artış gösteriyor. Erişkinlerde aşılar sadece hastalıkları önlemekle kalmıyor aynı zamanda sağlıklı yaş alma ve kaliteli bir yaşam sürmek anlamına da geliyor.”

Aşıların sadece bireyi değil, toplumu da koruduğunu ifade eden Prof. Dr. Ünal, toplumda aşı bilincinin artırılmasının bulaşıcı hastalıklarla uzun vadeli mücadelede kritik bir unsur olduğunu belirtti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre aşı sayesinde her yıl 4-5 milyon hayatın kurtulduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, her yaştan bireyin hekimine danışarak gerekli aşıları yaptırmasıyla daha sağlıklı ve uzun ömürlü bir toplum oluşturmanın mümkün olacağını söyledi.

Yaşam boyu bağışıklamanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Ünal; “Hem çocuklar hem de biz yetişkinler yaşam boyu bağışıklama ile ölüme yol açabilecek pek çok hastalıktan korunabiliriz. Çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin, yaşamın her (Yaşam boyu) döneminde bağışıklamanın önemi göz ardı edilmemelidir.” şeklinde konuştu.